top of page

COVID-19 PANDEMİSİNİN KÜTÜPHANE KULLANIM ALIŞKANLIKLARINA ETKİSİ


COVID-19
COVID-19

Giriş


Kasım 2019’da Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede küresel bir sağlık krizine

dönüşen COVID-19 pandemisi, dünya genelinde toplumsal yaşamın her alanını etkilemiştir.

Dünya Sağlık Örgütü'nün 11 Mart 2020'de pandemi ilan etmesiyle, ülkeler virüsün yayılımını

kontrol altına almak için çeşitli kısıtlamalar ve önlemler uygulamaya başlamıştır. Bu önlemler

arasında okulların ve üniversitelerin kapatılması, uzaktan eğitime geçiş, kamusal alanlarda

sosyal mesafe kurallarının uygulanması ve sokağa çıkma kısıtlamaları yer almıştır. Pandemi

süreci; eğitim, sağlık, ekonomi ve toplumsal yaşam gibi alanlarda belirgin etkiler yaratmış,

kurumlar ile bireyleri yeni koşullara uyum sağlamaya yöneltmiştir. Covid-19 pandemisi birçok

alanda olduğu gibi kültürel ve sosyal yaşam alanında da olumsuz etkilere neden olmuş

ve yaşanılan bu küresel salgın insan ilişkilerini de olumsuz etkilemiştir.


Özellikle kamuya açık bilgi merkezleri olan kütüphaneler, fiziksel kapanmalar ve sosyal mesafe kuralları nedeniyle sunulan hizmetlerde ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya kalmıştır. Bu süreçte kullanıcıların kütüphanelere erişim alışkanlıklarında belirgin değişiklikler meydana gelirken, dijital bilgi hizmetlerine talep de önemli ölçüde artmıştır. Genellikle fiziksel olarak hizmet sunan kütüphaneler bu dönemde dijital ortama taşınmış ve uzaktan erişim ile kullanıcılara hizmet sağlamayı amaçlamıştır. Hızlı bir şekilde yaşanılan değişimlere uyum sağlamaya çalışırken teknik altyapıda oluşan sorunlar, kullanıcıların internet ortamında zorluklar yaşamasına yol açmıştır. Kütüphaneler, bu süreçte fiziki hizmetlerini kısıtlamak zorunda kalmış; kullanıcı etkileşimi büyük ölçüde dijital platformlar aracılığıyla sürdürülmüştür.


Kütüphanelerin sunduğu hizmetlerden biri de sosyalleşme ve ortam değişikliği sağlayarak

çalışılan süreçte kullanıcılara verimli bir ortam yaratmaktır. Covid-19 bu hizmeti bir süreliğine

aksatsa da kapanma süreçlerinden sonra kütüphane binaları sosyalleşmeye veya

kütüphanelerden yararlanan kullanıcılara bireysel şekilde rahat, kullanışlı ve işlevsel ortamlar

sunmaya daha fazla öncelik vererek hitap ettiği kesimi arttırmış ve her yaştan kullanıcıya

ulaşmıştır.


Pandemi, kütüphanelerin hizmet türlerini, koleksiyon kullanımını ve kullanıcı alışkanlıklarını

önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu bağlamda, COVID-19’un kütüphane hizmetleri üzerindeki

etkisinin değerlendirilmesi hem mevcut durumun analiz edilmesi hem de gelecekte

yaşanabilecek benzer krizlerde alınabilecek önlemlerin belirlenmesi açısından önem teşkil

etmektedir. Bu çalışma, pandemi sürecinde Türkiye'deki üniversite ve halk kütüphanelerinin

kullanım alışkanlıkları üzerinde yaşanan değişimleri ve kütüphanelerin bu sürece nasıl uyum

sağladığını incelemeyi amaçlamaktadır.


1. Literatür Taraması


Bu makale, literatürden sağlanan kaynaklar temelinde, COVID-19 pandemisinin özellikle

Türkiye'deki üniversite ve halk kütüphanelerinin kullanım alışkanlıkları üzerindeki etkilerini

incelemeyi amaçlamaktadır.


“Uluslararası literatürde Covid-19 pandemisinden etkilenen eğitim ve eğitim alanına destek

veren pek çok alanda çok fazla yayın yapıldığı bilinmektedir. Ancak eğitim ve öğretime direkt

destek veren kütüphanecilik ve bilgi bilimi alanında ulusal literatürde yayın sayısının yok

denecek kadar az olduğu dikkat çekmektedir.’’ (Köksal, 2023, s.7).


Covid-19 pandemisi, kütüphane hizmetlerinde dijitalleşme sürecini hızlandırarak; kullanıcı

alışkanlıkları ve personel deneyimlerinde önemli değişikliklere neden olmuştur. Çalışmalar,

kütüphanelerin fiziksel ortamdan çevrim içi hizmetlere geçiş sürecinde karşılaştıkları zorlukları

ve bu süreçteki değişimleri incelemiştir.


“Salgın etkisinin artış hızıyla paralel olarak tüm dünyada kütüphaneler sınırlı hizmet vermeye

başlamış ve salgının etkisinin artması ile beraber alınan kapanma kararları sonrası kütüphaneler de bir süre için tamamen kullanıcı hizmetlerine kapatılmış ve sadece online olarak kullanıcıhizmetlerini sürdürmeye başlamışlardır.” (Bezirci, 2024, s.135).


Pandemi, halihazırda başlamış olan dijital dönüşümü hızlandırmış ve kütüphanelerin dijital

koleksiyonlarını genişletmesine olanak sağlamıştır. Özellikle sosyal mesafe ve karantina

uygulamaları nedeniyle kütüphanelerin fiziksel hizmetleri büyük oranda durdurulup dijital

ortama taşınması zorunlu hale gelmiştir. Pek çok çalışmada, kütüphanelerin bu süreçte dijital

koleksiyonlara yöneldiği, çevrim içi hizmetlerin artırıldığı ve kullanıcılarla etkileşimde yeni

yollar denendiği belirtilmiştir. Üniversite kütüphaneleri, pandemi sürecine genellikle halk

kütüphanelerine göre daha hazırlıklı yakalanmıştır. Mevcut uzaktan erişim altyapıları (VPN,

Vetis vb.), elektronik kaynak abonelikleri ve dijital hizmet deneyimleri sayesinde kesintisiz

hizmet sunmaya devam etmişlerdir. Bu gelişmelere bağlı olarak yeni nesil kütüphaneler, fiziksel sınırlarının dışına çıkarak koleksiyonları zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın

araştırmacılara ulaştırmayı hedeflemektedir. Bu durum elektronik kütüphane, sanal kütüphane, dijital kütüphane, çevrimiçi kütüphane ve karma kütüphane gibi kavramları ortaya çıkarmıştır. Bu doğrultuda, literatürde Covid-19’un kütüphane hizmetleri, kullanıcı deneyimi, personel uyumu ve dijitalleşme kapsamında çok boyutlu etkiler yarattığı görülmektedir.


2. Yöntem


Bu çalışma, Covid-19 pandemisinin kütüphane kullanıcılarının alışkanlıkları üzerindeki

etkilerini; pandemi öncesi, pandemi sırası ve sonrasını kapsayacak şekilde ele almıştır. Veri

toplamak amacıyla nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır.


Veri toplama aracı olarak elektronik ortamda hazırlanmış bir anket formu kullanılmıştır. Anket,

Google Forms aracılığıyla oluşturulmuş ve Türkiye genelinde çeşitli üniversite ve halk

kütüphanelerinde çalışan personele/öğrencilere, üniversite topluluklarına ve diğer kütüphane

kullanıcılarına sosyal medya üzerinden ulaştırılmıştır. Anket formu, katılımcıların Covid-19

sürecindeki kütüphane kullanım alışkanlıklarını, dijital hizmetlere yönelik tutumlarını ve

karşılaştıkları sorunları ölçmeye yönelik sorulardan oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemini,

2025 yılı içerisinde, anketi gönüllü olarak dolduran toplam 235 kişi oluşturmaktadır.

Katılımcılar, Türkiye'nin farklı illerinden, farklı yaş gruplarından ve farklı eğitim düzeylerine

sahip bireylerden oluşmaktadır. Veri analizinde betimsel istatistikler kullanılmış; elde edilen

veriler Excel ve yapay zekadan yardım alınarak değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamında tüm

katılımcıların kimlik bilgileri gizli tutulmuş ve etik kurallara dikkat edilmiştir.


Verilerin normallik dağılımını test etmek amacıyla Shapiro-Wilk testi uygulanmıştır. Pandemi

öncesi kitap okuma sıklığı verisi üzerinde yapılan bu test sonucu p-değeri 0.000 olarak

bulunmuştur (W = 0.898, p < 0.05). Bu durum, verilerin normal dağılım göstermediğini ortaya

koymuştur. Bu nedenle parametrik olmayan testler tercih edilmiştir. Bu kapsamda, Pandemi

öncesi, sırası ve sonrası dönemlerdeki kütüphane kullanım sıklıklarının karşılaştırılmasında

Friedman Testi, Kitap okuma sıklığındaki değişimi değerlendirmek için Wilcoxon işaretli sıra

testi, Cinsiyet ile kütüphane kullanım amacı arasındaki ilişkiyi ölçmek için ise Ki-Kare Testi

kullanılmıştır.


3. Bulgular


Bu araştırma anket yöntemiyle elde edilen veriler doğrultusunda, katılımcıların cinsiyet, eğitim düzeyi ve kitap okuma alışkanlıkları gibi demografik özelliklerine ek olarak, pandemiden önce ve sonra kütüphane kullanım amaçlarında değişiklikler gözlemlenmiş ve tablo, şekiller halinde ele alınmıştır.



Anketimize toplam 235 kişi katılmış olup, katılımcıların büyük çoğunluğunu kadınlar

oluşturmaktadır (%83,4). (Tablo 1; Şekil 1).



Katılımcıların büyük çoğunluğu 18-23 yaş aralığında olup, %83,8’i üniversite düzeyinde eğitim

görmektedir (Tablo 2; Şekil 2)


3.1 Friedman Testi


Pandemi öncesi, sırası ve sonrası dönemlerde kütüphane kullanım sıklıklarının

karşılaştırılması için Friedman testi uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar, χ2(2) = 274.37, p <

.001 şeklinde olup, dönemler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğunu

göstermektedir.


Test istatistiği: 274.366

P-değeri: 2.644e-60


ree

Bu analiz sonucu, katılımcıların kütüphane kullanım sıklıklarının pandemi sürecinden önemli

ölçüde etkilendiğini ortaya koymaktadır. Özellikle pandemi sırasında kütüphane kullanım

sıklığında belirgin bir azalma görülmüş, Pandemi sonrasında ise kullanım oranlarında yeniden

artış gözlemlenmiş olsa da eski düzene ulaşmakta sorun yaşandığı anlaşılmaktadır.



Araştırma sonuçlarına göre, Covid-19 pandemi öncesinde kütüphane kullanım sıklığı %4,3 ile

%12,8 arasındayken, pandemi sırasında bu oran %3,8 ile %5,5 arasına düşmüştür. Pandemi

sonrasında ise bu oranlar artış göstererek %21,3 ile %36,6 seviyelerine

çıkmıştır(Tablo 3; Şekil 3).


Anket sonuçlarına göre, COVID-19 pandemisi öncesinde kütüphane personeline erişim oranı;

%16,6 ile %36,2 arasında değişmekteyken, pandemi sırasında bu oran %6,8 ile %14,9

seviyelerine düşmüştür. Pandemi döneminde kütüphane web sitelerinde donma, çökme ve

kaynaklara erişim sorunlarında artış yaşanmış ve bu kullanıcıların kütüphane personeline

ulaşımında da ciddi aksaklıklar meydana getirmiştir.


Pandemi öncesinde kütüphane kaynaklarını fiziksel ortamda kullanım oranı %80,4, çevrim

içi/online olarak kullanım oranı ise %30,6 olarak belirlenmiştir. Bu oran pandemi sonrasında

fiziksel ortamın daha az kullanılmaya başlanmasıyla birlikte fiziksel ortam kullanım oranı

%65,5’e düşmüş, çevrim içi/online ortamın kullanım oranı ise %56,6’ya çıkmıştır. Bu durum

bize dijital hizmetlerin gün geçtikçe kalıcı hale gelmeye başladığını işaret eder. Anket sonuçlarıve literatür taraması da bu bulguları desteklemekte ve pandemiyle birlikte dijital

koleksiyonların kullanımında artış gözlemlendiğini ortaya koymaktadır.


3.2 Ki-Kare Testi


Cinsiyet ile pandemi öncesi kütüphane kullanım amacı arasındaki ilişkiyi değerlendirmek

amacıyla Ki-kare testi yapılmıştır. Bu test sonucunda χ2 = 13.68 ve p = .397 olarak bulunmuştur.

Bu sonuç, değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını göstermektedir.


Test istatistiği: 13.677

P-değeri: 0.397



Bu sonuç, kadın ve erkek katılımcıların kütüphane kullanım amaçlarında anlamlı farklılık

göstermediğini ortaya koymaktadır. Buna göre kütüphanelerin cinsiyetten bağımsız olarak tüm kullanıcılar için erişilebilir ve işlevsel bir alan sunduğu söylenebilir.



Pandemi süreci, bireylerin kütüphaneleri kullanım amaçlarında belirgin değişikliklere yol

açmıştır. Katılımcıların pandemi öncesi ve sonrası kütüphane kullanım amaçları

karşılaştırıldığında, özellikle ders çalışmak, araştırma yapmak, kitap okumak, internet ve

bilgisayardan faydalanmak ve sosyalleşmek için kütüphaneleri tercih etme oranlarında

farklılıklar gözlemlenmiştir. Kütüphanelerin pandemi öncesi; araştırma yapmak, internet

kullanımı ve sosyalleşme amaçlı kullanım oranları düşükken, pandemi sonrasında bu

amaçların kullanımında artış görülmüştür. (Tablo 4; Tablo 5)



3.3 Normallik Testi (Shapiro-Wilk)


Pandemi öncesi kitap okuma sıklığı verisinin normal dağılıma uygunluğunu test etmek

amacıyla Shapiro-Wilk normallik testi uygulanmıştır. Analiz sonucunda elde edilen istatistiksel

değer W = 0.898 ve p < .001 olup, bu sonuç verilerin normal dağılım göstermediğini ortaya

koymuştur.


Test istatistiği: 0.898

P-değeri: 1.462e-11



Bu sonuç, pandemi öncesi kitap okuma sıklığına ilişkin verilerin normal dağılım varsayımını

karşılamadığını göstermektedir. Sonuç olarak, veriler normal dağılmadığı için parametrik

testler yerine non-parametrik testler kullanılmıştır. Dolayısıyla bu çalışmada kitap okuma

sıklığına ilişkin karşılaştırmalarda Wilcoxon testi kullanılmıştır.



Katılımcıların %40,9’u pandemi sonrasında kitap okuma sıklığında herhangi bir değişiklik

olmadığını belirtirken, %29,8’i kitap okuma sıklığının arttığını, %29,4’ü ise azaldığını ifade

etmiştir. Bu veriler, pandemi sürecinin kitap okuma davranışlarını farklı şekillerde etkilediğini

göstermektedir. (Tablo 6; Tablo 7)


3.4 Wilcoxon Testi


Pandemi öncesi ve sonrası kitap okuma sıklığı değişimini ölçmek için Wilcoxon işaretli sıra

testi uygulanmıştır. Bu analiz, pandemi sonrası kitap okuma alışkanlıklarında anlamlı bir

değişim olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılmıştır.

Wilcoxon testi sonuçları, kitap okuma sıklığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark

olmadığını göstermektedir (Z = 4830.0, p = 0.932). Bu sonuç, katılımcıların pandemi sürecinde kitap okuma alışkanlıklarının genel olarak değişmediğine işaret etmektedir.



Test sonuçları, pandemi sürecinin kitap okuma alışkanlıklarında belirgin bir değişikliğe yol

açmadığını göstermektedir. Katılımcıların önemli bir kısmı pandemi sonrası dönemde kitap

okuma sıklıklarının değişmediğini belirtmiştir. Bu durum, bireylerin kriz dönemlerinde bilgi ve

kültürel faaliyetleri sürdürebilme çabasıyla kitap okuma alışkanlıklarını sabit tutma eğiliminde

olduklarını göstermektedir. Kullanıcıların temel amaçları değişmese de kaynaklara ulaşma

biçimleri kalıcı olarak dijitalleşme yönünde bir artış yaşanmıştır.


4. Tartışma


Elde edilen veriler, literatürdeki bulgularla örtüşmektedir. Pandemi, bilgiye erişim biçimlerinde kalıcı değişimlere zemin hazırlamıştır Pandemi, kütüphaneleri hızla dijitalleşmeye zorlamış, kullanıcıları da bu yeni hizmetlere uyum sağlamaya yönlendirmiştir. Kullanıcıların kütüphane kullanım alışkanlıklarının değişmesi, aynı zamanda bilgiye erişim anlayışlarında da değişiklik yaşandığını göstermektedir. Fiziksel mekândan uzaklaşılması, bilgiye her yerden ulaşılabilirliğin önemini artırmıştır. Ancak teknik altyapı eksiklikleri ve dijital ortama ulaşımda yaşanan zorluklar, bazı kullanıcılar için engel teşkil etmiştir.


Donanım, yazılım ve İnternet bağlantısı dahil olmak üzere teknoloji erişimi, başarılı bir uzaktan çalışma için kritik öneme sahiptir. Kurumsal ortamlarda, genellikle personelin işlerini yerine getirmesini destekleyen teknolojilere erişimin, organizasyonel olarak sağlanması ve kontrolü vardır. Uzaktan çalışma durumlarında -özellikle personelin evlerinden veya çalışmak için seçtikleri diğer ortamlarda çalıştığı durumlarda- kuruluş, İnternet bağlantısı, diğer teknolojilerin kullanılabilirliği ve kalite sorunu yaratan çalışma alanı koşulları üzerindeki kontrolü büyük ölçüde azaltmış olabilir. (Biçen Aras ve Çolaklar, 2015, akt. Biçen Aras, Bahar, Çelik ve Yarar, 2021, s.265).


COVID-19 pandemisi, kütüphanelerin sadece fiziksel mekânlar olmaktan çıkıp dijital bilgi

merkezlerine dönüşümünü hızlandırmıştır. Pandemi sürecinde kütüphanelerin dijital

kaynaklara yönelimi artırmaları, uzaktan erişim hizmetlerinin gelişmesine yol açarken; bu

durum aynı zamanda dijital ortamdaki farklılıkları daha belirgin hale gelmesine de neden

olmuştur. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan ya da teknolojik imkânlara erişimi sınırlı olan

kullanıcılar, dijital hizmetlerden yeterince yararlanamamıştır.


Bir diğer önemli tartışma konusu, kütüphanelerde çalışan personelin bu değişime ne kadar hazır olduğudur. Daha önce bu tarz bir olayın yaşanmamış olması sebebiyle birçok personel uzaktan çalışma, dijital platformlar üzerinden hizmet sağlama ve çevrimiçi kullanıcı etkileşimi gibi konularda yeterli deneyime sahip değildi. “Kütüphane personeli evden çalışıyordu ve 7/24 bağlantıda olmanın getirdiği bir aşırı yüklenme hissi vardı; yeni beklentileri ve sorumlulukları ele alan resmi bir çalışma politikası ise bulunmuyordu. Üniversite kütüphanelerinin personel üyeleri, birbirleriyle iletişim kurmak ve toplantılar ile atölye çalışmaları düzenlemek için Google Meet, WhatsApp, Zoom gibi platformları kullanıyorlardı.” (Obiano, 2021, s.11).

Bu durum, hizmet sunumunda bazı aksaklıklara yol açmakla birlikte, mesleki gelişim açısından

yeni öğrenme olanakları da sunmuştu.


Pandeminin kütüphaneler üzerindeki etkileri değerlendirildiğinde, bu sürecin aynı zamanda

yenilikçi hizmet modellerinin geliştirilmesine zemin hazırladığı görülmektedir. Örneğin, sanal

kitap kulüpleri, çevrimiçi eğitimler, dijital sergiler ve uzaktan danışma hizmetleri, pandemi

döneminde hayata geçirilmiş ve kullanıcılar tarafından olumlu karşılanmıştır. Bu hizmetlerin

kalıcı hale getirilmesi, kütüphaneleri olası krizlere daha dayanıklı hale gelmesini sağlayacaktır.

Bazı kullanıcıların dijital hizmetleri yetersiz bulması ise altyapı, teknik destek ve dijital eğitim

konularında kütüphanelerin gelişim alanları olduğuna işaret etmektedir. Bu nedenle sadece

hizmet sunumu değil, kullanıcı deneyimi ve dijital okuryazarlık da öncelikli hale gelmektedir.

Tüm bu veriler, gelecekte kütüphanelerin hem fiziksel hem dijital hizmetleri bir arada sunan

hibrit modellere yönelmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.


Sonuç ve Öneriler


Covid-19 pandemisi, kütüphane hizmetlerini işlevsel ve kurumsal düzeyde yeniden

tanımlamıştır. Fiziksel erişimin sınırlanmasıyla birlikte bilgi hizmetlerinin dijital ortama

kayması, kütüphaneleri teknolojik kapasite açısından hızlı bir dönüşüme zorlamış;

kullanıcıların bilgiye erişim alışkanlıklarında kalıcı izler bırakmıştır. Bu süreçte çevrim içi

hizmetlerin yaygınlaşması, kütüphane çalışanlarının dijital yetkinliklerini artırmasını ve

kullanıcı odaklı daha esnek modeller geliştirmesini beraberinde getirmiştir. Ancak bu

dönüşüm, yalnızca teknik bir adaptasyon süreci olarak değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizliklerin bilgi alanına yansıması olarak da görülmelidir. Dijital ortamda farklılığa sahip olan bireyler, kütüphane hizmetlerinden yeteri kadar yararlanamamış; bilgiye erişimin sosyal bir hak olduğu gerçeği, daha belirgin bir hâl almıştır. Pandemi süreci, bilgiye erişimin sadece dijitalplatformların varlığıyla değil, bu platformlara eşit ve sürdürülebilir erişimle mümkün olduğunu bir kez daha göstermiştir.


Ayrıca, kütüphanelerin yalnızca bilgi sağlayan kurumlar değil; aynı zamanda sosyalleşme,

dayanışma ve öğrenme alanları olduğu gerçeği de bu dönemde daha fazla belirgin hale

gelmiştir. Özellikle halk kütüphaneleri gibi kamusal hizmet sağlayan yapıların amacı

pandemiyle birlikte daha da belirginleşmiş; kapsayıcılık ve dayanışma gibi değerler ön plana

çıkmıştır. Bu kurumlar toplum ile ilişkileri güçlendirerek kültürel devamlılık ve sosyal

bütünleşme açısından kritik bir rol oynamaya devam etmelidir.


Sonuç olarak, Covid-19 pandemisi, kütüphane kullanım alışkanlıklarında geçici bir değişimden ziyade yapısal bir dönüşüm ortaya çıkmıştır. Bu dönüşüm, kütüphanelerin dijitalleşme stratejilerini hızlandırırken, eş zamanlı olarak toplumsal adalet ve kültürel sürdürülebilirlik gibi yeni sorumluluk alanlarını da gündeme getirmiştir. Pandemi sonrası dönemde kütüphaneler, yalnızca değişime ayak uyduran değil; değişimi yönlendiren kurumsal yapılara dönüşebilirse, bilgi toplumunun geleceğinde çok daha etkin roller üstlenmeleri mümkündür. Bu süreç ile kapsayıcılık, kullanıcı odaklılığı, dijital vatandaşlık ve veri güvenliği gibi kavramların da hizmet planlamalarının merkezine alınması gerekmektedir.


Öneriler


Bu araştırma, COVID-19 pandemisinin kütüphane hizmetleri ve kullanıcı alışkanlıkları

üzerindeki etkilerini teorik verilerle ortaya koymuştur. Fiziksel kütüphane kullanımında

belirgin bir azalma gözlenirken, dijital hizmetlere yönelik bir artış yaşanmıştır. Bu durum,

dijitalleşmenin sadece bir alternatif değil, gelecekteki hizmet sistemlerinin temel bir parçası

olacağını göstermektedir.


Araştırma sonuçları doğrultusunda ortaya çıkan öneriler:

Kullanıcılar için öneriler;


  • Dijital Okuryazarlığınızı Geliştirin: Kullanıcıların dijital ortamda bilgiye erişim,

değerlendirme ve etik kullanma becerileri geliştirilmelidir. Kütüphaneler tarafından

düzenlenen online eğitimlere katılım sağlanmasına özen gösterilmelidir.


  • Uzaktan Hizmetlerin Aktif Kullanımı: Uzaktan erişim platformları ve sanal danışmanlık

hizmetleri kullanıcılar tarafından etkin şekilde kullanılmalıdır.


  • Geri Bildirim Verme: Kullanıcılar, kütüphane hizmetleri hakkında görüş ve önerilerini

düzenli olarak paylaşmalı, böylece hizmet kalitesi artırılmalıdır.


  • Temassız ödünç alma ve iade sistemlerinden faydalanılmalıdır. (Otomat makineleri, dış

mekân kitap iade kutuları vb.).


Kütüphaneler ve personeller için öneriler;


  • Kütüphanelerin sunduğu dijital kaynaklara yönelik farkındalığın artırılması,

kullanıcıların e-kitap, veri tabanı ve akademik arşiv gibi hizmetleri etkin biçimde

kullanabilmesi için rehberlik sağlanmalıdır. Özellikle uzaktan erişim olanaklarının nasıl

kullanılacağı konusunda kullanıcı eğitimleri düzenlenmelidir.


  • Pandemi nedeniyle ortaya çıkan yalnızlık ve motivasyon kaybı gibi psikososyal etkiler

göz önünde bulundurulduğunda, kullanıcıların sosyalleşebileceği çevrim içi topluluklar,

kitap kulüpleri ve dijital etkinlikler kütüphaneler aracılığıyla desteklenmelidir.


  • Kullanıcı Eğitim Programları: Dijital okuryazarlık, bilgi erişimi ve kaynak kullanımı

konularında düzenli eğitim ve bilgilendirme programları hazırlanmalıdır.


  • Geri Bildirim Mekanizmalarının Oluşturulması: Kütüphanelerin sunduğu hizmetlerin

etkinliğini artırmak ve kullanıcı memnuniyetini sağlamak için düzenli olarak kullanıcı

geri bildirimleri alınmalı ve bu geri bildirimler doğrultusunda hizmetler

iyileştirilmelidir.


  • Dijital koleksiyonlar zenginleştirilmeli, kullanıcıların değişen bilgi ihtiyaçlarını

karşılayabilmek için kütüphanelerin dijital koleksiyonlarının sürekli olarak

güncellenmesi ve çeşitlendirmesi gerekmektedir. Bu, farklı formatlardaki dijital

kaynakların yanı sıra açık erişimli kaynakların da entegrasyonunu kapsamalıdır.


  • Pandemi sonrası dönemde, kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verebilmek için fiziksel ve

dijital hizmetlerin birleştirildiği hibrit modeller geliştirilmelidir. Bu, çevrimiçi

danışmanlık, sanal etkinlikler, dijital kaynaklara uzaktan erişim imkanlarının bir arada

sunulmasını içerebilir. Kütüphaneler, diğer kurumlar ile iş birliği yaparak kaynaklarını

ve uzmanlıklarını birleştirebilir, böylece daha geniş kitlelere ulaşabilir ve daha kapsamlı

hizmetler sunabilirler.


  • Pandemi sonrası dönemde, kütüphane mekanları sadece kitap ödünç alma yerleri

olmanın ötesine geçerek, sosyal etkileşim, iş birliği, bireysel çalışma ve teknoloji

kullanımını destekleyen güvenli alanlar olarak yeniden tasarlanmalıdır. Dezavantajlı

grupların bilgiye erişimini artırmak için mobil kütüphane hizmetleri, ücretsiz internet

noktaları ve cihaz desteği gibi uygulamalar yaygınlaştırılmalıdır. Krizlere yönelik acil

eylem planları oluşturulmalı ve personel, süreçlere hazırlanmalıdır.


Bu önerilerin hayata geçirilmesi, kütüphanelerin gelecekteki zorluklara daha iyi

hazırlanmasına, kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap vermesine ve bilgi çağında önemli bir rol

oynamaya devam etmesine katkı sağlayacaktır.


Gelecekte benzer krizlere karşı daha dirençli yapıların kurulması, bütüncül ve çok boyutlu bir

dönüşümle sağlanabilir. Pandemi sonrası dönemde kütüphaneler, sadece bilgi sağlayan

kurumlar olmaktan çıkarak; bilgiyi demokratikleştiren, bireyleri güçlendiren ve toplumun

dijital kültürle uyumunu destekleyen öncü kurumlar haline gelmelidir. Bu yönde yapılacak

olan her çalışma, bilgi toplumunun daha adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir şekilde inşa

edilmesine katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda uluslararası çalışmalar da incelenerek farklı

ülkelerdeki kütüphanelerin pandemi sürecinde uyguladığı dijital stratejiler karşılaştırılarak,

başarı gösteren örnekler ve iyi uygulama modelleri analiz edilerek ve karşılaştırma yapılarak

yerel politikaların uygulanmasında yol gösterici olabilir.


KAYNAKÇA


Açıkel, A., ve Esen, Ş. (2023). Covid-19 Pandemisinin İş Yükü Algısı ve Tükenmişlik Üzerindeki

Rolü: Bartın Üniversitesi Akademisyenler Üzerinde Bir Araştırma. Kastamonu Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 25(1), 271-297. https://doi.org/10.21180/iibfdkastamonu.1204504


Adetayo, Adebowale. (2023). Post Covid-19 pandemic and library users' education: Impact on examination and survey. The Journal of Academic Librarianship. 49.

10.1016/j.acalib.2023.102695.


Ameen, K. (2021), "COVID-19 pandemic and role of libraries", Library Management, Vol. 42 No. 4/5,pp. 302-304. https://doi.org/10.1108/LM-01-2021-0008


Bezirci, P. (2024). Pandemi sürecinin İstanbul kütüphanelerine etkisi. In Sosyal Bilimler SempozyumuBildirileri (B/SS49.2024.017.005). https://doi.org/10.26650/B/SS49.2024.017.005


Biçen Aras, B., Çelik, R., ve Yarar, İ. (2021). Krizler Fırsat Yaratır Mı? Covid-19 Sürecinde Akademik Kütüphaneler, Yenilenmiş Bir Vizyon: "MEF Üniversitesi Kütüphanesi". Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 6(2), 232-270.


Ćirić, J., and Ćirić, A. (2021). The Impact of the COVID-19 Pandemic on Digital Library Usage: A Public Library Case Study. Journal of Web Librarianship, 15(2), 53–68.


Çelik, R. (21 Ekim – 24 Ekim 2021). MEF Kütüphane’de Pandemi Süreci ve Sonrasında: Yeni

Normal”de Kütüphanelerin Rolü “Akademik Kütüphaneler Özelinde Bir Değerlendirme”. GİB21.


Çimen, E., Gürdal, G., Çuhadar, S., ve Akbaytürk Çanak, T. (2020). Yeni Koronavirüs (COVID-19) Sürecinde Türkiye’de Üniversite Kütüphaneleri. Bilgi Dünyası, 21(1), 167-203.


Gelecek İçin Bilgi Çalıştayı Yeni Normalde Bilgi İhtiyacı, Antalya.


Güneş, S., Akkaya, M. A., Polat, Ö., ve Alır Derbent, G. (2022). COVID-19 salgın döneminin halk kütüphanelerine etkisi: İzmir örneği. Türk Kütüphaneciliği, 36(4), 519–523.


Kartal, Zehra ve Konya, Ümit. (2024). COVID-19 Pandemi Sürecinin Üniversite Kütüphanelerinde Kullanıcı Hizmetlerine Etkisi: Devlet Üniversitesi Kütüphaneleri ve Vakıf üniversitesi Kütüphaneleri Açısından Bir Karşılaştırma. Bilgi ve Belge Araştırmaları Dergisi /1-33.10.26650/bba.2024.22.1480862.


Kaya, E. (2021). Kütüphane ve bilgi merkezlerinde elektronik ortamda verilen hizmetler ve teknoloji yönetimi. In (Ed.), *Bilgi Merkezlerinde Yönetim - 2* (Hiperyayın; 849 - Araştırma-İnceleme) (s.717-749). Hiperyayın. http://hdl.handle.net/11693/76739


Kosciejew, M. (2021), "Koronavirüs salgını, kütüphaneler ve bilgiler: COVID-19'a yönelik ilk

uluslararası yanıtların tematik analizi", Küresel Bilgi, Bellek ve İletişim , Cilt 70 No. 4/5, s. 304-


Nawaz, N. (2020). Artificial intelligence (AI) applications for library services and resources in

COVID-19 pandemic. Journal of Critical Reviews. https://doi.org/10.1007/s10479020-03635-3


Obiano, D. C. (2021). The impact of the COVID-19 pandemic on library users. Journal of Library Research and Practices, 5(1), 8–12. https://doi.org/10.22259/2637-5915.0501002


Pascalia, Amy & Dzogbede, Oliver & Akaba, Selorm & Asimah, Amy. (2021). Digital Library Usage during the Covid-19 Pandemic. 10.13140/RG.2.2.25245.64486.


Piorun, M., Raboin, R. F., Kilham, J., Meacham, M., & Okyere, V. (2021). Leading Through a Crisis: The Application of Servant Leadership During COVID-19. In B. Holland (Ed.), Handbook of Research on Library Response to the COVID-19 Pandemic (pp. 1-17). IGI Global Scientific Publishing. https://doi.org/10.4018/978-1-7998-6449-3.ch001


Rafiq, M., Batool, S. H., Ali, A., & Ullah, M. (2021). University libraries’ response to COVID-19

pandemic: A developing country perspective. The Journal of Academic Librarianship, 47.


Zareef, M., & Ahmad, P. (2021). The impact of COVID-19 on university library services: A systematic literature review. Library Philosophy and Practice, (6062), 1–13.


Yazarlar :


Berrin Sare Koç - Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi 4. Sınıf Öğrencisi

Elif Eroğlu - Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi 4. Sınıf Öğrencisi

Saliha Demirhan - Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi 4. Sınıf Öğrencisi

Zeynep Kaşıkcı - Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi 4. Sınıf Öğrencisi

Sude Naz Makas - Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi 4. Sınıf Öğrencisi

bottom of page